2000 yılında Pitch Black ile başlayan Riddick efsanesinin en heyecan verici tarafı tamamen sinema için oluşturulmuş yepyeni bir evrenle karşımıza çıkmış olmasıydı. Düşük bütçeli ilk film büyük sükse yapınca, prodüksiyon harikası 2004 yılında The Chronicles of Riddick isimli devam filmi piyasaya sürüldü. Vin Diesel’in canlandırdığı anti-kahraman Riddick, science-fiction meraklılarının dikkatini çekmeyi başarmıştı. Fakat filmin büyük bütçesi yüzünden gişede hüsran yaşadı. O yüzden üçlemenin son halkası olacağını tahmin ettiğim bu film 2013 yılında seyirciyle buluşabildi.
Riddick hayranlarına söylemekte fayda var, ikinci film gibi değil de, ilk film gibi bir şey beklemek şart filmi izlemeden önce. İkinci filmin gişe çöküşünden dolayı bu filmde sağlam oynamak istemişler. Yine ilk film gibi, allahın unuttuğu bir gezegende geçen bir “kurtulma gerilimi” izliyoruz iki saat boyunca.
Riddick’i son bıraktığımızda Necromanger’ların başına geçmiş yani tahta oturmuştu. Filmin başlarında arada neler olduğunu, Riddick’in nasıl olupta bu gezegene düştüğünü öğreniyoruz. Filme başladığımızda, Riddick fazlasıyla zor durumda. Hatta durumu o kadar zora düşüyor ki, kendini ele vermek üzerine bir plan yapıyor. Kellesine koyulan büyük para ödülünü hesaba katarak, uzaya bir yardım çağrısı gönderiyor. Onu öldürmeye gelecek bounty-hunter’ların uzay gemisini çalmak Riddick’in planı. Ancak gezegeni bir takım canavarlar ele geçirince, herkes kurtulmak adına bir arada çalışmak zorunda kalıyor ve olaylar gelişiyor.
İlk filmi daha çok sevmiş olan ben, bu filmin büyük prodüksiyonlu bir gişe harikası olmasından çok, yine lokal gerilime odaklanmayı tercih etmesinden mutlu oldum. Ama tabii ki çoğu izleyici farklı düşünecektir. İlk filmin amatör görünümlü olması tabii ki farklı bir görüntü katıyor duruma, ama bu filmi ilk filmin daha iyi şartlar altında çekilmişi olarak bile görmek mümkün.
Görsel anlamda, Riddick göz dolduruyor. David Twohy artık bu evrende geçen 3. filmini çekmenin ustalığıyla çalışmış. Vin Diesel, Riddick rolünde her zamanki “badass” performansını vermiş ve Riddick’i özleyenlere ilaç gibi gelecek repliklerle donatılmış. Diğer oyuncu seçimleri hakkında da pekala yerinde diyebiliriz. Özellikle Jordi Molla tarafından canlandırılan Santana karakteri pek şahane.
Filmin senaryosu da Riddick evreninin absürtlüğünü unutmamış. Durumlar her ne kadar kötü gidiyor olursa olsun, kendinizi her an gülümserken bulabilirsiniz, şaşırmayın.
Bir devam filmi daha beklemek mümkün tabii ki gişedeki başarısına göre. Film bir final yapmıyor tam olarak, ama devam filmi olsun da istetmiyor. Riddick uzay gerilimlerinden hoşlananlar için birebir. Ancak büyük prodüksiyonlu bir macera bekleyen Riddick izleyicileri hayal kırıklığına uğrayacaktır.